Pages

28 Kasım 2013 Perşembe

Kitap Yorumu / Önerisi : Ateşi Yakalamak


Efsanevi Açlık Oyunları serisinin ikinci kitabı Ateşi Yakalamak'ı az önce tekrardan, yine okumayı bitirdim. Tekrar okudum çünkü kitabın filmi vizyona girdi. İzlemeden önce kitabı okumak istedim çünkü bir çok şeyi hatırlamıyorum. Eh hatırlamamam normal. :D Yaklaşık 3 sene önce okudum. Ve okuduğuma öyle memnun kaldım ki... Neden bu seriyi çok sevdiğimi, filmlerine pek sıcak bakmasam da gitmek için neden can attığımı bir kez daha anladım. Çünkü ben Katniss'in Capitol'le olan savaşını, çabalayışını ve hüzün veren aşk hayatını okumayı feci bir şekilde çok seviyorum.
Serinin ilk kitabını okuyanlar için genel bir yorum yapacağım amma eğer seriye başlamadıysanız lütfen sizi şuraya alalım ; Açlık Oyunları 
Daha sonra da kitabı alın ve okuyun. Tabii serinin diğer kitapları da yanınızda bulunsun. Çünkü ilk kitap biter bitmez diğer kitaplar için çıldıracaksınız ! 

...dudakları dudaklarıma değene kadar, bu kadar sıcak olacaklarını tahmin etmemiştim. Ya da, en karmaşık kapanları bile ustalıkla kurabilen o ellerin beni kolayca esir alabileceğini...

Bu kitapta Katniss ve Peeta, Açlık Oyunları'nın efsanevi galipleri ve aşıkları olarak ön plandalar. Galipler Köyü'nde yeni hayatlarına devam ederlerken, Katniss bir yandan da Gale'yle zaman geçirmeye çalışmaktadır. Ama bu oldukça zordur artık. Başkan Snow, Katniss'i Gale'yle görüşmemesi için üstü kapalı bir şekilde tehdit eder. Çünkü Katniss, Peeta'yla oluşturdukları 'sahte aşıklar' rolüne devam etmek zorundadır. Bu durumda Gale'yle beraber görülmesi büyük bir karmaşaya sebep olur. Bu yüzden Gale'in Katniss'den uzak durup, tavır alması gayet normal bir durum...Tek sorun bu da değil. Bazı Mıntıkalar isyanlar çıkarmaya başlamıştır. En büyük desteği ise Oyunlar sırasında Katniss'den almışlardı. Yani Katniss'in başı büyük bir belada... Bu da yetmiyormuş gibi Katniss, avlanırken iki göçmen insanla karşılaşır. Mıntıkalarında çıkan isyandan kaçıp, yaşam izi artık görülmeyen 13.Mıntıka'ya doğru yol almaktadırlar. Ama 13.Mıntıka'da artık yaşam belirtisi yoktur. Yine de inatla var olduğuna inanan bu göçmenler, Katniss'in de kafasında bir "acaba?" sorusunu oluşturur.

Zafer Turu için Peeta'yla gittikleri Mıntıkalarda daha çok isyan hareketleri görülür. İnsanlar artık açık bir şekilde öldürülmeye başlanır. Bunun nasıl engelleneceğini ise Başkan Snow çoktan halletmiştir. Çeyrek Asır Oyunları için eski oyun galiplerini akıl hocalığı yapmaları yerine, Oyunlar'a bizzat kendilerinin katılacağını duyurur. Ve Galipler için kabus geri döner... Bundan sonrasında her şey çok hızlı gelişti. Katniss ve Peeta ne olduğunu anlamadan yine kendilerini  Capitol'de, Oyunlar'a hazırlanırken bulurlar. Diğer Mıntıkaların galipleri olan yeni karakterlerle de karşılaşıyoruz. Adını sıkça duyacağımız 4.Mıntıka'dan Finnick'i göz ardı edemeyiz. :D  Her neyse, şaşırtıcı röportajlardan ve hazırlıklardan sonra Çeyrek Asır Oyunları başlar ! Ve bu seferki cidden zorlayıcı ve ipuçlarını birleştirip, hayatta kalma mücadelesi gerektiren bir oyundu. Okurken nefes nefese kaldım. Enfesti ! Müthiş bir kurguydu. Ki zaten kitabın sonunda "Hadi canım!" diyerek arkama yaslandım. 

Bana göre, en kötü acı, her zaman için, o an hissedilen acıdır.

Serinin sonunu bilmeme rağmen cidden heyecanlandım. Bana tekrar tekrar heyecanı tattıran kitapları, bebeklerimmiş gibi severim, saklarım, gözüm gibi bakarım. Bu yüzden bu seri benim için çok değerli ve önemli. İlk okuyanlardan biri olduğum içinde şanslıyım. :D 

Şimdi... Kitap için içten yorumuma gelirsek. İlk kitap her zaman favorimdir. Fakat ne var ki Ateşi Yakalamak'ın , serinin dönüm noktasını yaratan bir etkisi olduğu için kurgusunu ve olayların gelişimini çok seviyorum. Yazarın hayal gücü cidden inanılmaz. *Distopya dünyasını çok ama çok seviyorum. Bu türü çok sevdiğim için Açlık Oyunları'nı sevmem çok normal bir şey. Eh bir de serideki karakterleri benimseyip, delice sevmem de bu seriye ne kadar önem verdiğimin bir kanıtı. Katniss zaten örnek alınması gereken bir karakter. Gale ve Peeta ise "Ah keşke hayatımda böyle biri olsa..." dedirten cinsten yakışıklı karakterler. Finnick'i gördüğünüz ilk zaman "Feci yakışıklı, bir o kadar ukala." diyebilirsiniz ama inanın bana çok alçak gönüllü biri ve sert görünümünün altında yumuşacık bir kalbi var. :D (Finnick'e falan sulanmıyorum. Ben Team Gale grubundayım :P) Haymitch'e gelirsek. Adamım diyorum başka da bi şey demiyorum. Ayyaşın teki ve hiçbir şeyi umursamıyormuş gibi görünebilir. Ama bu kitaptan sonra onu daha çok anlayıp, sevdim. Benim de akıl hocalığımı yapar mısın Haymitch ? 

...bazen insanların başına bazı şeyler gelebilir ve onlar da bu şeyleri kaldıracak donanıma sahip olmayabilirler.

Son olarak Cinna hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Çünkü bu kitapta beni en çok etkileyen bir diğer karakter oydu. Hatırlamayanlar için ; Cinna, Katniss'in stilisti. Hem Oyunlar öncesi röportajları için hemde Zafer Turu için onun stilistliğini yaptı. Hatta ilk kitaptaki kostümü için Katniss'e "Alevler İçindeki Kız" lakabı bile takıldı. O kadar etkileyici kostümü vardı. Cinna, Katniss'in stilistliği yanı sıra ayrıca hem destekleyicisi hemde dostu. Bu kitapta bir çok konuda destekçisi oldu zaten. Özellikle Çeyrek Asır Oyunları öncesindeki röportajı için hazırladığı kostümüne bayıldım ! Çok etkileyiciydi. Filmde görmek için sabırsızlanıyorum. Cinna, cidden kayıtsız şartsız sevilecek biri. Bu kitapta beni salya sümük ağlatsa da onu çok seviyorum.

Size tek önereceğim şey ; bu kitabı okurken son kitabı yani Alaycı Kuş'u mutlaka yanınızda bulundurun. Kitap bittiği an bir şok içinde kalıp, merakınız ağır basıp diğer kitaba gömülmek isteyeceksiniz. Bende en kısa zamanda, yeni kitaplardan bir fırsat bulup, tekrar okuyacağım. Gelecek filmi bekleyemeyeceğim yani. :D 

Not : Bu seri hiç mi hiç abartılmıyor. 

Sevgiler, öpücükler ; Jane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder