Pages

7 Aralık 2013 Cumartesi

Jane'den Bir Haftasonu Sohbeti : Yabancı Müziklere Takıntılıyım, N'apalım ?


Ne zaman bir ortamda Mp4'ümü çıkarsam illa içeriğini karıştıran bir insan olur. Aradan bir kaç saniye geçtikten sonra gözlerini pörtledip "Hiç Türkçe şarkı yok mu ? Bu ne böyle, hepsi yabancı!" diye bir tepki verir. İlk zamanlar ne diyeceğimi şaşırırdım. Ama artık alıştım. "Ah hayır canım yok, genellikle dinlemiyorum." Genellikle diyorum çünkü etrafımda istemesem de Türkçe şarkılar bolca çalınıyor. En büyük işkence günüm ise pazar günleri oluyor. Sevgili anneciğim, evde iş yaparken son ses TV'den Türkçe şarkılar açıyor. Hani ağzıma takılan bir kaç şarkı varsa onlarda pazar gün ki seanstan yani... :D
En taze örneğimi vereyim. Ki bu beni de şaşırtmıştı. Dershanede normalde Mp4'ümü çok sık çıkarıp, şarkı dinlemem. Bir gün tenefüste artık canım sıkıldı, açtım. Sıra arkadaşımda hemen alıp, incelemeye koyuldu tabii. Bir kaç saniye sonra aynı tepkiyi aldım. Sonra durdu. "Radyoların bile yabancı ! Nasıl bir takıntılıktır bu ?" deyince bende şaşırdım. Daha önce radyo ayarlarıma laf eden de görmemiştim. :D Ve o yorumundan sonra cidden psikopat olduğumu anladım. Tarzım böyle n'apayım.

 Şimdi bunları neden yazıyorum ? Kendimi ifade etmek için. Beni tanıyanlar zaten bu takıntılığımı biliyor. Ki bir çok insanın böyle olduğunu da biliyorum. Bu bir zevk meselesi. Bunun için insanlarla alay etmenize, aşağılamanıza gerek yok. Müzik, ruhun gıdasıdır. İlacıdır. Şah damarıdır. Hoşuna gidilen her tür müzik eleştiri yapılmaksızın dinlenmeli bence. Bu özgür bir terapi yöntemi. Ben, şahsen müziği terapim olarak görüyorum. Çok bunaldığımda, yalnız kaldığımda, düşüncelere boğulup kaçacak bir yol aradığımda müziğe sığınıyorum. Öyle iyi geliyor ki... Şimdi "Yabancı müzikten ne anlıyorsun ki ?" diyenler olacak. Ki bu soruyu milyonca defa aldım. Diğerlerini bilmem ama ben dinlediğim her şarkının anlamına bakarım. Bende hissettirdiği duyguları öyle kavrarım. Ki çoğu zaman çok hoşuma giden şarkı sözlerini de yazarım. Öyle de bir defterim var hani. :D ( Özellikle ingilizce geliştirmek isteyenler bu yöntemi kullansın. Mükemmel bir şey.)  Yani, müziği boş boş dinlemem. Elbette bazı şarkıları sadece ritmi için seviyorum. (Ki genellikle onlar anlamsız sözlerden oluşan dans müzikleri oluyor.) Ama genel olarak yabancı şarkıları, benimseyerek, bende müthiş etkiler yaratmalarını sağlayarak dinliyorum.
Bu demek değil ki hayatımda hiç Türkçe şarkıyı isteyerek dinlemedim. Çoğu genç kızlar gibi bende Hepsi Grubu'yla beraber büyüdüm. :D İlk gittiğim konser, ilk aldığım albümler onlarınkiydi. Delicesine dinliyordum. İlerleyen zamanlar da Şebnem Ferah takıntılığım vardı. (Ki hala TV'de karşıma çıkınca görmezlikten gelemiyorum.) Yani o kadarda bencil bir insan değildim. Türkçe şarkı dinleyenlere sonsuz saygım var. Şarkıları sevmesem de hakaret etmem ya da bir yorumda bulunmam. Görmezlikten gelirim. Aynı şeyi diğer karşı taraftan da beklemek lazım.

Bir diğer konu ise daha can sıkıcı. Şöyle bir durum var ; "Ne dinliyorsun ?" dediklerinde "Rihanna, Eminem ya da Nirvana" dersem "Ooo müzik tarzın on numara senin !" gibi yorumlar alıyorum ama cevabım "One Direction, Selena Gomez..." gibi genç şarkıcılar / gruplar olunca " Ciddi misin sen ? Allasen onlar şarkıcı mı ?" gibi ön yargılarla karşılaşıyorum. Eskiden görmezden gelirdim ama şimdi direk savunmaya geçiyorum. Herkesin müzik tarzı bambaşka. Benimde öyle. Ağırlık olarak Pop-rock, R&B dinlerim ama yeri gelir Hard Rock, Country, Metal de dinlerim. Sadece müziğin hoşuma gitmesi ve beni etkilemesine bağlı. Ben şarkıcılardan da ayrım yapmıyorum. Taylor Swift'i sevmem ama Red albümünü sorun, tek tek şarkılarına yorum yaparım, milyon defa dinlediğimi söylerim. One Direction (isimleri çok uzun yahu kısaca 1D diyeyim) şuan gündem de hem çok ilgi gören hemde çok alay edilen bir grup. Şahsen sıkı hayranlarından biri değilim ama slow şarkılarına bağımlıyım, hareketli şarkılarını dinlemeden bırakmam. Yani demek istediğim şarkıcıları hor görmeyin. Sevmiyor olabilirsiniz ama bir iş yapmış ve başarıya ulaşmış ki devam ediyorlar. Müzik, insanı yaşatır da öldürür de. En az kitaplardaki kelimeler kadar etkileyici ve baskın bir özellikleri var. 

Ve bu yazdıklarımdan şu anlamları çıkarmayın ; yukarıda bahsettiğim kişilerin hayranı değilim. Sadece örnek vermek için yazdım. Onları değil müzik tarzlarını savunuyorum. Yine de siz daha iyi bilirsiniz. Benim anlatmak istediğimi eminim anlayan birileri vardır. Şimdi içimi döktüm, oh rahatladım. :D

Son olarak. Belki bazıların dikkatini çekmiştir, bazıların da gözünden kaçmıştır. Hazır müzikle ilgili içimi döküyorum. Bir bilgi vereyim dedim. Blog'un sol tarafında bir çok minik bilgiler paylaşıyorum. Bunlara iki yeni gelişme daha ekledim. Artık her salı, perşembe ve pazar günleri linklerle müzik paylaşımı yapıyorum. Tamamen kendi tarzıma özel, dinlemeyi sevdiğim şarkıları öneriyorum. Paylaştığım fotoğrafların üstüne tıklamanız yeterli. Bir diğeri ise bu müzik paylaşımlarını kaçıranlar ve toplu paylaşmak için her ayın sonunda tüm paylaştığım müzik adlarını topladığım bir link paylaşıyorum. Sponge Bob fotoğrafına tıklayın ve blog'a özel açtığım tumblr sayfasına uçun. :D 

Kocaman sevgiler, öpücükler : Jane


Not : Hani bir kaç müzik önerisi verirseniz, aşırı derece de mutlu olurum. Her türden dinlerim. Sıkıntı değil. :D

1 yorum:

  1. aynı sorunu bende yaşıyorum malesef topu topu tutsan telefonumda 3-5 türkçe müzik vardır onun dışında pek dinlemiyorum kalanın yarısı kore yarısı dünya müzikleri napıyım bende dinleyemiyorum bırakamıyorum bu şarkılarımı dinlemekten

    YanıtlaSil