Pages

3 Nisan 2014 Perşembe

Kitap Yorumu / Önerisi : Melez Sözleşmeleri 3 - Tanrı


Eğer henüz Melez serisine başlamadıysanız acilen ilk kitabı alın ve içine gömülün ! Ben böyle sürprizlerle dolu bir seri, çıldırtan yazar ve eğlenceli karakterler görmedim ! (Cassandra'yı saymıyorum. The best kadın yani.) Melez'de seriyi cidden sevdim. Safkan'da Seth Seth diye öldüm. Tanrı'da ise resmen şoklar geçirdim. Serinin en en en iyi kitabıydı. Sayfa sayısı 400 falan ama öyle dolu dolu bir kitap ki... Feleğim şaştı resmen.

"Olduğun beden için değil, olduğun kişi için yanında olmak isteyen birine ihtiyacın var."

Dün akşam Tanrı'yı bitirdim. Cidden bende bittim. Bir ara kitaba o kadar dalmışım ki sayfayı bir çevirdim yazarın teşekkür yazısını görünce affaladım. Bitmiş. Böyle farkında olmadan bitirdiğim kitaplara bir başka hayranım. Resmen hipnoz ediyorlar beni. Dün akşam da öyleydim. Jennifer'ın hipnozunda, kitabı bitirdim ve sonrasında çıldırdım. "Neredeee sıradaki kitap ? Aptal kafam, neden Apollyon'u zamanında almadım ki!!!"  Olan oldu ve ben öyle boşlukta süzüldüm. Kitap bitince, şöyle baştan sona olayları düşündüm. Vay be dedim, ne hayal gücü... Resmen döktürmüş. Her kitabında giderek sınırları zorluyor yazar. Sevmediğim tarafları oldu mu ? Offf hemde nasıl. Benim bıdı bıdı'larımdan kulakları çınlamıştır umarım. Zaten yorum yaparken üç farklı şekilde yorumlayacağım. Çünkü bu kitap cidden dolu doluydu ve sürprizlerle çevriliydi.

Normal bir okuyucu olarak yorum yaparsam; müthişti ! İkinci kitabın sonunda nerede kaldıysak yazar oradan devam etmiş. Alex, Akit'e geri dönmüştür. Seth'le beraber Uyanış'ı için hazırlıklar yaparlarken yine yerinde durmaz. Ya birileriyle uğraşır ya Aiden'la kaçamaklar yapar ya da bilinmeyenleri çözmeye çalışır. Üstüne üstlük babası hakkında bir mektup alır. Tam bu sırada Thanatos Mezhebi hakkında korkutucu şeyler de öğrenir. Bu Mezhep, dünyaya gelen iki Apollyon'dan birini öldürmekle görevli bir topluluktur. Bu durumda Alex tehlike altındadır. Önceki kitapta Başkan Telly zaten yeterince Alex'e tuzaklar kurmuştu. Bu kitapta da yerinde durmamış. Hiç ummadığınız anda Alex'e neler neler oluyor. Bu durum karşısında başta Aiden olmak üzere dayısı Marcus, üvey babası Lucian ve Seth de Alex'i korumak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Fakat bir sorun vardır. Alex'in asıl Seth'ten korunması lazımdır. Neden mi ? Eh bunun nedenini öğrenmek için kitabı okumanız lazım. Apollyonlar başa bela. Bu seriyi sürükleyici yapan da bu. Hiç beklemediğiniz anda hiç ummadığınız kişiler karşınıza bambaşka biri olarak çıkabiliyor. Ya da arka planda kalıp, olayları arap saçına çevirebiliyor. Kitabın sonunda zaten en büyük şoku yaşayacaksınız. Hala yaşadığıma şükrediyorum. :D

Bir Seth delisi olarak yorum yaparsam; Kitabın başlarında Seth'e gülmekten öldüm. Bu kadar komik ve eğlenceli bir karakter daha bulmak zor. Cidden beni baya eğlendirdi. Bazı yerleri geri dönüp okudum habire. Ama sonra bir şey oldu. Yazar bir düğmeye basmış gibi mükemmel karakteri süperötesi kötüye çevirdi. Ben daha ne olduğunu anlamadan Seth çılgınca hareketler yapmaya başladı. Gel de sinirlenme bu duruma... Sanki başka kötü karakter yokmuş gibi Seth'i bir numaralı katil yapmaya çalışmış yazar. Alex'in üvey babası Lucian'la kanka olmuşlar. Bu durum cidden sinirimi bozdu. Seriye böyle devam ederse yazarın benden çekeceği var. Ama duyumlarıma göre yazar 2015'te Seth ağırlıklı bir yan seri çıkartıyormuş. Yani karakterin bu denli değişiminin nedenini onda daha detaylı öğrenebiliriz. Yine deee ilerleyen kitaplarda eski Seth'i istiyorum. Tamam kötü çocuk halleri de fena değil. Ortalığı ateşe verip, fırtına çıkarsa "Koçum benim, bunları yapması bile ne kadar seksi" derim ama yani... Seth diyorum. Apollyon Seth'i istiyorum !

"Apollo'yum ben, Alexandria. Zeus kıçımı öpsün."

Bir Mitoloji meraklısı olarak yorum yaparsam; Evet, işte favori bölümüm! Seri zaten Tanrı'lar üzerine kurulu. Yani yazarımız Yunan Mitolojisi'yle seriyi harmanlamaya dünden razıymış. Önceki kitaplarda mitoloji izleri görmüyorduk. Ama bu kitapta resmen yardırmış. Ve öyle güzel yansıtmış ki... Yunan Mitolojisi'nde iki favori ismim vardır: Apollo ve Hades. PC Cast'ın Tanrıça serisi sağolsun oradan bilgilerim vardı ve bu iki Mit benim favorim olmuştu. Bu kitapta öyle bir yerde karşıma Apollo çıktı ki... Resmen inanamadım. "Orada Apollo mu yazıyor ? Hadi canım! Bu herif Apollo muymuş ? İşte buna bomba haber denir." Kitapta hiç beklemediğiniz bir karakter -baş karakter değil- Apollo olarak karşımıza çıkıyor. O kadar eğlenceli ve komik ki resmen onun bölümlerine aşık oldum. :D Apollo'yu seviyordum ama bu kitapla beraber aşık oldum. Yazarı tebrik etmek lazım. Çok güzel hayal etmiş. Ama Hades konusunda o kadar iyi olamamış. Tamam, fiziksel yönden cidden tam hayal ettiğim gibi betimlemiş. Ama benim bildiğim Hades pısırık değildir. Artemis'in bir okuyla kaçacak biri hiç değildir. O konuda "dil çıkarsam da" Artemis-Hades çatışmasını ve o bölümün aksiyonunu çok ama çok sevdim. :D Sırf bu Mitler yüzünden kitap favorim oldu. Anlatmaya doyamıyorum. O yüzden fazla detaya girmeyip spoiler vermeyeyim. 

Bunların dışında beni etkileyen birkaç bölüm daha vardı. Alex'le Caleb'in içimi sıcacık eden konuşması. Caleb'i özledim be. Bu konuda yazara hala sövüyorum. Hiç öldürülmemesi gereken karakteri öldürdü. Nankör yazar. Ama Deacon karakteri için sırıtını sıvazlamak lazım. :D Adrian Ivashkov'un minyatürünü hayal edin... Heh işte Aiden'ın kardeşi Deacon aynen öyle. Gidip, kucaklayasım geliyor habire. Eh bir de bu kitapta onun hakkında bir şey öğrendim. Zaten ancak kucaklayabilirim. Başka bi şey olamaz. :D 

"Hissettiklerimi  hissetmeme asla izin verilmemesinden korkuyorum."

Aiden severlere bir haber vereyim; bu kitapta Aiden'a doyabilirsiniz. İçim dışım Aiden oldu. Küçük Dimitri resmen. :D Elimde olmadan Vampir Akademisi karakterleriyle buradaki karakterleri karşılaştırıyorum çünkü çok benzer yönleri var. Zaten Jennifer'ın oradan buradan alıp, seriyi oluşturduğunu bilmeyen kimse yoktur, di mi ? Yine de hakkını vermek lazım. Hem akıcı hem komik hem şaşırtıcı hem de bazen özgün yazabiliyor. :D 

Son olarak, bunu söylemeden geçemeyeceğim. Yunan Mitolojisinin karakterleri kitaba baskın yapınca elimde olmadan sırıttım. Hani sanki Süper Kahramanlar evimi basmış da büyük bir parti yapıyormuşum gibi hissettim. Mitlerle ilgili bir şeyler okumak çok hoşuma gidiyor. Özellikle de hayal güçleri ile harmanlanıp, önüme serildiyse oku oku doymam. :D Evet, diyeceklerim bu kadardı.

4.kitap Apollyon'a kadar Seth diye ölmemek dileği ile kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder