Pages

23 Kasım 2014 Pazar

Kitap Yorumu: Meleğin Düşüşü - Susan Ee


Selam Millet !

Size müthiş ve sürükleyici bir kitap tanıtacağım. Bu yazıyı yazmak için o kadar heyecanlıyım ki... Belki bazılarınız abarttığımı düşünüyor olabilir ama hayır! Uzun zamandır böylesine şaşırtıcı, gerçekçi ve akıcı bir kitap okumamıştım. En azından fantastik seriler arasında...

Meleğin Düşüşü kitabını keşfetmem baya geç oldu. Dex yayınlarından çıkmasına rağmen çok okunan bir kitap değil sanırım. Çünkü benim ilgimi çekmemişti. Taa ki Saklama Kabı'nın vlog'unu izleyene kadar. Eren, kitabı ballandıra ballandıra anlatmış. Ben de konusunu beğenince hemen listeye ekledim. Ve şansa bakın ki fuarda 9TLcikti. :D İlk kitabı kaptım ama ikinci kitabı hangi kafayla almadım, bilemiyorum. Şuan ikinci kitap için ölebilirim! Sonraki kitap alışverişimde Kıyamet Sonrası direk sepete eklenecek !

Kitap, meleklerle ilgili. İnanın bana Becca Fitzpatrick'in Düşmüş Melekler serisi gibi değil. (Oradaki Patch karakterine sonsuz öpücükler.) Bu kitap daha gerçekçi ve etkileyici. Dünyayı melekler ele geçirmiş durumda. Hem de bizim sandığımız gibi iyi melekler değil. Hepsi, vahşice insanları katlediyor ve küçük çocukları kaçırıyorlar. Dünya, artık eskisi gibi değil. Teknoloji ölmüş durumda, herkes yaşamak için ya kaçıyor ya saklanıyor. Bunlardan biri de Penryn ve ailesi. Penryn, saldırıların başlamasından sonra kafayı yemiş annesini ve tekerlikli sandalyeye mahkum kız kardeşini korumak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. 

Bir gün yine ailesiyle kaçarken bir melek sürüsü görür. İçlerinden bir meleği ortalarına almışlar, kanatlarını koparıyorlardır. Penryn, ailesini kurtarmak için kendini ön plana atar fakat kız kardeşini bir melek kapar ve kaçar gider. O sırada ne yapacağını bilemeyen Penryn, yaralı meleğin yanına gider. Eğer onu iyileştirirse, kanatlarını saklarsa ona yardım edeceğini düşünür ve olaylar böylece başlamış olur.

Penryn, inatçı mı inatçı ve aynı zamanda çok güçlü bir kız. Hem fiziksel olarak hem ruhsal olarak. Annesi, cidden kafayı yemiş bir kadın. Ne yapacağı belli olmuyor. Kız kardeşi deseniz zaten ayaklarını kullanamıyor, Penryn'e bağlı bir küçük kız. Bunlar yetmiyormuş gibi normal yaşamları ellerinden alınmış ve yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmışlar. Kısacası, Penryn hem örnek alınanacak biri hem de hayran verici bir karakter. Kitabı okurken aklıma Uyumsuz'dan Tris ve Açlık Oyunları'ndan Katniss geldi. Bu iki karakteri çok mu çok seviyorum. İçlerine Penryn'i de ekleyin. Çünkü inanılmaz ilham verici bir karakter !

Yaralı melek, Raffe'den bahsedeyim. Aslında bahsedilecek pek bir bilgi yok. Bu kitapta sadece çok minik bilgiler öğrendim onun hakkında. Bunları burada paylaşırsam, kitabı okumanızın bir anlamı kalmaz. Ama şunu diyebilirim ki, hislerini, duygularını ve ne düşündüğünü belli etmeyen biri. Dışarıdan soğuk biri gibi görünebilir ama komik bir mizah anlayışı da var. Raffe'yi sevmemi sağlayan özellikleri bunlar. :D Yani ben sevdim. Tamam, soğuk falan ama ne bekliyorsunuz ki? O da kendi dünyasından ve kanatlarından koparılmış bir melek. Açıkçası onun gözünden olayları okumak isterdim. Neler hissettiğini, düşündüğünü, planlarını ve geçmiş yaşamını okumak fena olmazdı. Belki yazar ileride böyle bir şey yapabilir. :D Moda oldu bu durum zaten.

"Bazen, karanlıkta sendelerken güzel bir şeylere çarparız."

Bu ikilinin maceralarına gelirsek... Penryn, Raffe'yi iyileştirir ama aynı zamanda suçlu muamelesi yaparak onu hep bağlar. Tabii bu meleğe işlemez. :D Çok komik ve eğlenceli sahneleri vardı. Raffe'ye sinirlendikçe kanatlarını yoluyordu, onu sehpaya bağlıyordu ya da kavga ettikleri zaman sırtındaki yaraları hedef alıyordu. Yani kızımız Penryn çok çok fena biri. :D (Yürü be kızım!) 
Tabii bunlar işin komik yanları. Asıl amaçları Penryn'nin kız kardeşini kurtarmak. Bu yüzden Kuş Yuvası'na gitmeleri lazım. Bunlar yola çıktıkları zaman yine diğer meleklerle karşılaşırlar. Raffe, Penryn'e kaçmasını söyler ama bizim deli kız melek kılığına girmiş bir şekilde melekleri korkutmaya çalışır. Sanırım kitapta en çok güldüğüm sahne buydu. Kesinlikle okumalısınız. :D O sahneyi, otobüs yolculuğumdayken okumuştum. Öyle bir kahkaha attım ki milletin şaşkın bakışlarına maruz kaldım. :D 

Yine yola devam ettikleri zaman bu sefer Direnişçiler ile karşılaşırlar. Başlarında Obi diye bir adam var. İlkten bu ikiliye suçlu gözüyle baktılar ama sonra aralarına kattılar. Direnişçiler arasında Dee-Dum adında erkek ikizler vardı. Kitaba çok güzel renk katmışlar. :D Çok komikler, zekiler ve fenalar. Daha sonra Penryn, onlarla bir anlaşma yaparak oradan da sağlam bir şekilde ayrılırlar ve Kuş Yuvası'na varırlar. Bundan sonrasını anlatmayacağım. Çok şaşırtıcı, itici ve gerçekten mide bulandırıcı sahneler vardı. Bunlar bana işlemedi tabii.(Fringe ve The Walking Dead izlemiş bir insanım arkadaş.) Çok vahşet verici şeyler. Yazar öyle gerçekçi anlatmış ki sanki okumuyorum da izliyormuşum gibi hissettim. Hatta çoğu sahnelerde resmen olayları yaşadım. Birileri acı çekiyor, sanki ben de acı çekiyormuşum gibi hissettim. Kısacası, Susan Ee çok mu çok yetenekli bir yazar. Hayal gücüne, anlatım tarzına hayran kaldım.

Ama ne yazık ki yazarın tek serisi bu şimdilik. Serinin ilk iki kitabı ülkemizde çıktı. Üçüncü kitap Mayıs 2015'te çıkıyor. Dex'in bizi çok bekletmeyeceğini varsayarak sabırla bekliyorum. Ki daha ikinci kitabı okumadım. :( Ah, bir de seri beş kitaplık. Son iki kitap ne zaman çıkar, bilinmiyor.

Bunların dışında... Çok güzel kurgulanmış, süper akıcı bir kitabı size takdim etmekten gurur duyarım. :D Bazı yerleri cidden çok eğlenceliydi. Raffe'nin yara bandını nasıl kullanacağını bilmemesi, kedi mamasını gösterip,"bu yenilebilir bir şey mi" diye sorması... Penryn'in çılgın ama komik savunma taktikleri... Her şeyi ile mükemmeldi. Raffe dışında bir de Uriel adlı melekle karşılaşacaksınız. Nedense onu da sevdim. Umarım ilerleyen kitaplarda daha çok karşımıza çıkar. Ve romantik sahneler beklemeyin. Bu çift sonuçta karşılıklı olarak düşmanlar. Öyle ki meleklere, insan kızlar yasak. (Bu konuyla ilgili Penryn bir espri yapıyor, akıllara zarar. :D) Ama kitabın sonunda minik sürprizler görebilirsiniz. Ah, kitabın sonu demişken... Çok merak verici bir şekilde bitti. Biri lütfen ikinci kitabı üstüme fırlatsın.

"...Ama ateşle oynamak baştan çıkarıcıdır."

Ciddi ciddi bu seriye aşık oldum. Penryn karakteri çok sevdim. Raffe'yi daha da merak eder oldum. Eminim ki ikinci kitap çok fena olacak.

Şimdilik bu kadar. Gelecek kitaba kadar kendinize iyi bakın. Kitabı inceleyin ve mutlaka alın derim.

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

3 yorum:

  1. Fuarda almayı düşünüyordum ama son anda aklıma geldi ve o zaman maalesef param suyunu çekmişti ve alamadım,umarım kısa sürede alabilirim ya çok merak ediyorum.Bu arada seni mimledim, bakarsan sevinirim :)http://nazlikitaplik.blogspot.com.tr/2014/11/mim-ultimate-book-tag.html

    YanıtlaSil
  2. çizgini bozmazsan önemli bir yazar olacaksın, tebrik ederim, güzel yazı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haa Buda Küçük Bir Tavsiye :

      https://www.youtube.com/watch?v=NrgcRvBJYBE

      Sil