Pages

18 Eylül 2015 Cuma

Kitap Yorumu: Ben Ölmeden Önce - Lauren Oliver


Merhabaaa

Uzun zamandan sonra soluksuz bir kitap okudum dün gece. Sanırım 300 sayfaya yakın okudum ve kitap bitti. Cidden böyle elimden bırakamadım, merak içindeydim nasıl bitecek, nasıl bitebilir ki, sonrasında ne olacak, işler iyice karıştı falan derken kitap bitti. Ben Ölmeden Önce, size bazı şeyleri idrak ettirecek, gerçekleri yüzünüze vuracak ve acaba'larla yalnız bırakacak.

Kitap bitince zaten ne yapacağımı bilemedim. Nasıl yorumlasam bilemiyorum ama minik bir giriş var aklımda.

Geçen ilkbaharda yeni tanıştığım biriyle zaman kavramları hakkında falan konuşmuştuk. Resmen merak ettiklerimi ve aklımdakileri dile getirmişti. Biraz fazla detay içeriyor ve konunun içine girdikçe bir girdabın içine tıkılmış gibi hissedebiliyorsunuz. O yüzden üstün körü anlatacağım. Şey demişti, "biz şimdi bu yolda yürüyoruz ama diğer yolu seçseydik karşımıza ne çıkardı, ne hakkında konuşurduk ya da başımıza ne gelirdi. Ya da paralel evren var mı ? Senden benden bir tane daha var ve çok daha farklı hayatlar yaşıyorlar. Belki orada kardeşizdir belki sevgili belki de düşman. Zaman kavramı hem karmaşık hem de çok ilgi çekici bir şey, bence." O günden sonra zaten bu sohbet aklıma kazındı resmen. Ne zaman 'zaman kavramı' ile ilgili bir şeyler okusam bu sohbet aklıma geliyor. Hatta 'İki Hayat Arasında'yı okurken ve okuduktan sonra baya kafa patlatmış ve blog'da bir şey yazmaya karar verdim ama yok olmadı. :D Detayları boşverin.

"Böyle şeylerin olması tuhaf değil mi ? Her şeyin başka bir şeyden kaynaklanması ? Yani Lindsay o park yerini çalmasaydı..."

Bu kitap biraz da bu yüzden beni çok etkiledi. Spoiler vermeden gideceğim. Zaten kitabın ismi, arka kapak yazısı ve giriş yazısı benim size söyleyeceğim şeyi söyleyecek; "ölüm."

Sam adındaki bir kız ölümü iliklerinize kadar hisseterecek. Çaresizliğini, cesaretini, korkusunu ve çabalarını kitapta çok gerçekçi bir şekilde okuyacaksınız. Yazar nasıl düşünmüş, nasıl yazıya dökmüş bilemiyorum ama sanki bizzat kendisi yaşamış gibiydi.

Sam'in bir kız arkadaş grubu var. Lindsay, Ally ve Elody. Bu dört kız lise sondalar ve klasik Amerikan Gençlik hayatını yaşıyorlar. Alt sınıftakileri, eziyorlar, ölümüne eğleniyorlar, partilere katılıyorlar, sarhoş oluyorlar ve müthiş hatalar yapıyorlar. Bu hatalar sonucu Sam, iki dünya arasında sıkışıp, kalıyor gibi bir şey. Bir gece parti sonrasında kaza oluyor. Sam öldüğünü düşünüyor ama gözünü açtığında yine kendisini odasında buluyor. Tek fark dünü yeniden yaşamak. 12 Şubat'ı 6 ya da 7 kere tekrar tekrar yaşıyor. Güne uyanıyor, ailesini es geçip kızlarla buluşuyor, okula gidip kendisinden çok hoşlanan Kent'i görmezlikten geliyor, yılışık sevgilisi Rob'u gözlüyor, küçükleri eziyorlar falan filan. Sonra gerçek kafasına dank ediyor. Ve bazı olayları değiştirmeye çalışıyor. Bunları yaparken aslında etrafındaki insanları tam tanımadığını ve süresinin çok olmadığını anlıyor. Günü aynı olsa da farklı şeyler yaparak olay zincirlerini değiştiriyor. Sonrasında amacına ulaşıyor ama böyle okurken elim ayağım titredi ters bir şeyler olacak diye. Kitabın sonunda ağlamadım ama içim boşaldı sanki. Şey gibi oldu, lunaparakta gondolun en ucuna binersiniz ve ilk havaya kalkıp, indikten sonra vücudunuz teslim olurcasına titrer ve kendinizi aşağıya atmak isterseniz ya, kitap bitince aynen böyle hissettim. Ay çok fena bir şeydi. Her şeyi iliklerime kadar hissettim. Müthişti.

Spor salonundan uzaklaşırken insanların ne kadar tuhaf olduğunu düşünüyorum. Onları her gün görebilir, tanıdığınızı sanırsınız. Sonra birgün onları hiç tanımadığınızı fark edersiniz. Bir girdabın içinde fır dönüyor, aynı insanlara ve aynı olaylara gitgitde yaklaşıyor ama her şeyi farklı bir açıdan görüyor gibiyim.

Böyle, gerçek hayatla ilgili darbe edici bilgileri öğrenmek, ölümün aslında göründüğü gibi olmadığını, yaşarken hiçbir şeyin farkında olmadığınızı ama fark etmek istediğinizi düşünüyorsanız kitabı okuyun. Sam, düşüncelerini öyle güzel aktarmış ki... Şöyle bir durdum da yaşıyorum dedim. Kitabı okuduktan sonra hayatınıza şükredip, bazı yanlışlarınızı fark edebilirsiniz. Güzel bir şey bence.

Sam'in çok güzel vurguladığı yerler vardı. Post-it'ler yerlerini aldı zaten. Kitabı 'en etkilendiğim' bölüme koyacağım. Okuyun valla. Sıradan hayatımıza bir şeyler katacak türden bir kitap.

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

KOCAMAN NOT: Ya böyle zamanla ilgili iç içe geçen kurgulu kitap önerisi istiyorum. Fırtına ve Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisi listemde. Onların dışında bilmediğim varsa bana her yerden ulaşıp, önerebilirsiniz. *-*

2 yorum:

  1. Uzun zamandır almak için indirimini beklediğim tek kitap yaa :)) Harika bir tasarıma yapraklarına sahip bir kitap ve herkes olumlu yorumluyor ne kadar sonu kötü de bitse hoş bir kitaptı ve 1 günde bitirsim diyenler var. Gerçekten almak için artık öleceğim yaa :))

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel anlatmışsın gerçekten. Ben de İki Hayat Arasında'yı okumuş ve kurguyu çok beğenmiştim. Bu tarz kitapları da severim. İyi kiyazmışsın bende güzel bir kitap keşfetmiş oldum.

    YanıtlaSil