Pages

18 Haziran 2016 Cumartesi

Kitap Güncellemeleri 3 - Kanım Kaynamadı Bu Sefer


Merhabalarrr


Bu aralar nedense okuduğum kitaplarda hep kusur bulur oldum. Okuyorum ama böyle göz devirmekten, ne zaman bitecek diye düşünmekten kitabı tam anlamıyla sevemiyorum. Ve bu okuduğum son üç kitap da öyle bilinmeyen kitaplar değil. Serilerinin birçok hayranı olan, karakterleri insana kendine aşık ettirecek türden kitaplar... Neden böyle oldu bilemiyorum. Bence artık kurgular 'sıradan' olmaya başladı. Özgünlükler yok oluyor. Neler oluyor böyle? Kendinize gelin ey yazarlar! Oluşturduğunuz karakterler ve kurduğunuz hayal dünyanız çok güzel ama bazen cidden kurguyu hiç edebiliyorsunuz...

İlk kurbanım Usta serisinin son kitabı Ateş Ustası. Bu seriye çok heyecanla başlamıştım. Zehir Ustası bir harikaydı. Okumaya kıyamamıştım resmen. Valek karakterinin gizemliliği bile çekiciydi. Yelena karakteri de gıcık etmeden kendini sevdirmişti. Sonra Büyü Ustası'nı okudum. Böyle yazar çıtayı bir tık düşürmüştü. 'Olsun ya her şeyi son kitaba saklıyordur.' diyerek Ateş Ustası'na büyük beklentilerle başladım. Ama yok fiyasko çıktı. Kitabı okuyalı 1 aydan fazla olmuştur ama buraya hiç yorum yazasım gelmemişti. Şimdi toparlayayım artık dedim. Seri umduğum gibi gitmedi ama güzel bitti. Son kitapta ana karakterlerden çok yan ve yeni karakterleri gördüm. Valek'i bol bol okuyacağım diye sevinmeyin öyle bir şey yok. :D Yelena ve onun maceraları üzerine kurulu olmuş. Etrafındakiler, gerçekleşen olaylar falan filan. Çok severek okuduğum söylenemez. İlk kitap nasıldı son kitap nasıldı... Arada uçurum farkı var resmen. İlk kitabı okuyun sonrasını boşverin. Şaka yapıyorum elbette. Tarihi fantastik bir şeylere 'yeni' başlayanlara öneririm. Yoksa bu türün hayranıysanız başlamayın. Hayal kırıklığı olur.

Gelelim en büyük umutlarımı çalan seriye. Ateş serisinin 4.kitabı Rüya Ateşi beni resmen sarhoş etti. Kötü anlamda. Şimdi şöyle bir şey var. Ben bu seriye başladığımdan beri her kitaptan sonra 'kesinlikle bir sonraki kitap efsanevi olacak. Dehşet-ü-l Vahşet etkisi bırakacak bende!' diye diye artık nefesim tükendi. Yok annem. Yazar tam adım attırıyor sonra karşınıza arada bir uçurum olan yeni bir yol çıkarıyor. Ya uçuruma atlayacaksınız ya da beklentiyle karşı yola geçmeye çalışacaksınız. Ömrümden ömür çalacak artık o kıvama geldik. Kitabın başları cidden güzeldi ama bir süre sonra takılı kalmış gibi bazı olaylar tekrarlanmaya başladı. Barrons, hala gizemli adam ve her şekilde Mac'e karşı çıkıyor. Mac, her ihanete, işkenceye, düşmanına rağmen çok etkileyici bir şekilde ayakta kalıyor ama Barrons'un tavsiyelerini dinlemiyor ve belanın içine atlıyor. Böyle bazı sahneler var. Okurken gözlerim döndü. Beynim alev almaya başladı. Okuyorum ama böyle anlamıyorum. 'Nasıl ya, ne oluyor, nasıl bitecek bu kitap?!' Kitap bitti. Şaka gibiydi. O nasıl son öyle kadın! Yemin ederim bu kadın sizi hasta eder. Yazdığı kitapla okuyucularını delirten yazar diye tarihe bile geçer. Anlatabiliyor muyum ? :D Sonraki kitabı da heyecanla okuyacağım ama bu kitap hem etkileyici hem iticiydi. Bilemedim...

Son olarak geçmişe döndüm. E.L. James sanırım paranın suyu çekmeye başlayınca hemen 'Aaa canlarım ben size Grey'in gözünden anlatmadım mı? Alın bakalım, ilk kitabın neredeyse aynısı olan araya biraz Christian Grey bakış açısı eklediğim ticaret amaçlı kitabı kucağınıza fırlatıyorum.! demiş. Valla Grey kitabı aynen bu şekildeydi. Okumadan duramazdım sonuçta bir ara fena ünlü olan seriyi okumuştum ve erkek karakterin gözünden anlatılan her olaya balıklama atlarım. Ama bunda yüzmeyi unuttum. Evet, Grey'i özlemişim ama serinin kurgusunu unutmamışım. Ve çoğu sahnede sıkıldım. Aynı diyaloglar, aynı olaylar... Tabii farklı ne bekleyebilirim ki ? Daha fazla Grey düşüncesi olabilirdi. Bir şey oluyor, 'Siktir. Kendine gel Grey. Onu kaybetme.' Her olaydan sonra bu düşünceyi okuyorsunuz. Çok fazla beklentiniz olmasın. Akşamları uykum gelene kadar bana eşlik eden bir kitap oldu. Ama favorim değil kesinlikle. Grey seviyorsanız okuyun. Ama cidden bir süre sonra fena sıktı...

Şimdilik bu kadar. Artık böyle inanılmaz, değişik, kendine aşık ettiren kitaplarla karşılaşmak istiyorum. 

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane

7 Haziran 2016 Salı

Deneyin: Okur mu Okumaz mı...


Merhabalar


Bu aralar o kadar yorgunum ki sürekli uyuyasım geliyor. Bu ruh halindeyken aklıma bir fikir geldi. Bir kitap kurdu olarak sevgilinize (hayatınızın aşkına, ruh ikizinize, bir tanenize ve daha binlerce sevgi sözcüğünü hakkeden hayatınızdaki özel insana) hangi kitapları okutturmak isterdiniz ? Sizi daha iyi tanıması ve anlaması için mesela hangi kitapları önüne koyardınız. Karşınızdaki bir Türk erkeği olacağı için (istisnalar dışında) sunacağınız kitaplar zorlu olabilir. :D Şimdiden bazı tepkileri hayal bile edebiliyorum. "Ya kızım ne kitabı ? Bunun filmi varsa hiç okumayayım direk filmi izleyeyim. Sen bu karakterden mi hoşlandın ? Vampir sevgili ne demek! Çok kalın kitapmış, sen özet geç ben de seni dinleyerek uyuyayım..." ve daha niceleri. 

Evet, durumların benzerlerini yaşamayı göze alarak benim aklıma birkaç kitap geldi. X kişisi zamanı gelince okur mu bilemiyorum ama tepkilerini şimdiden merak ediyorum!

Öncelikle eline Sadece Bir Gün'ü verirdim. Çünkü bu kitap beni öyle etkiledi ki... Çok fena motivasyon oldum. Yaklaşık bir yıldır hayallerim gerçekleşsin diye çabalıyorsam sebebi bu kitaptır. Bana ilham verdi. O yüzden kesinlikle okumasını isterim.



Hayal dünyamla tanışsın istersem Cehennem Makineleri serisini kucağına bırakırdım. Bu seriye bayılıyorum! "Neden fantastik ? Neden bu türü okuyorsun?" sorularına çok güzel bir cevap olacağına inanıyorum. Okursa tabi... Kitaplar gözüne kalın gelebilir. :D Yapacak bir şey yok arkadaş!


Ve son olarak (şu anki ruh halime göre seçiyorum) Tarryn Fisher'ın Fırsatçı, Tehlikeli Kızıl ve Hırsız kitapları okuttururdum. Dedikoducu ve entrika seven yanımı da görsün diye. Çünkü bu seride neler olmuyor ki! Okusun da kadınların intikam için nasıl da cadıya döndüğünü görsün bir. Bilsin yani masum kediden hırçın bir kaplana dönüşümümüzü. :D 

Şimdilik aklıma bunlar geliyor. Halbuki kitaplığın karşısına geçip, her kitap için yorum yaptım. "Hmm şunu versem kesin böyle der. Ya okur ya okumaz. Grinin Elli Tonu'nu direk es geç. Hatta kitaplıkta göz önünde olmasın dalgasından geçilmez... Gece Evi'ni versem hayattan soğur. Richelle Mead okumasın, Adrian Ivashkov'la yarışmaya kalkar falan... " 

Şu an başıma gelecekleri sadece tahmin ediyorum ama olur da ileride bu etkinliği gerçekleştirirsem direk size anlatacağım. :D Siz de seçimlerinizi bana bildirin. Ask.fm 'e de yazabilirsiniz. Merakla bekliyorum!

Kocaman sevgiler, öpücükler: Jane